19 Eylül 2020 Cumartesi

DÜNYA SİNEMASINDAN UYARLANAN YERLİ FİLMLER

 

1)      MOUCHETTE (ROBERT BRESSON, 1967) – HAYAT VAR (REHA ERDEM, 2008)

   Yeni Dalga Akımı’ndan önce, Robert Bresson’un bir kız çocuğunun hayata dair inancını ve      inançsızlığını sorgulatan, sevgiyi bulmak ve hissetmek için gerekirse acı çekmeyi ve istismar edilmeyi bile göze alan, hakikat ve hakikate ulaşmak için yönelimleri inceleyen anlatısı olan filmin uyarlamasını Reha Erdem 2008 yılında Hayat Var ile başarısız bir aktarma ile anlatılmayarak, “Bresson sinemasını anlamak için imgelere takılmamak gerekir” diyen Andrei Tarkovsky’nin zıttı düşüncede ilerlemiş.




 

2)      CLOCKWORK ORANGE (STANLEY KUBRICK, 1971) – ÇİRKİN DÜNYA (OSMAN F.SEDEN, 1974)  – FUNNY GAMES (MICHAEL HANEKE, 1997)


Anthony Burges’ın romanından uyarlanan ve suç ile suçsuzluğun arasındaki toplumsal yasalara değinen Clockwork Orange (Otomatik Portakal)’ın bir sahnesinden esinlenilerek yapılan Çirkin Dünya’da, Savaş Başar’ın yan karakter olmasına rağmen, başrol performansı sergileyerek filmi kurtardığı görülmektedir. Hülya Koçyiğit’in oyunculuğunun oldukça sırıttığı, bunun asıl sebebinin senaryodaki mantık hataları ve Otomatik Portakal’ın aksine, gerçekçilikten uzak ve bayağı bir dille yazılmış olması da şüphe getirmez bir gerçektir. 1997 yılında yapılan Funny Games de, senaryo ve içerik bakımından oldukça Clockwork Orange’ı anımsatmaktadır. Özellikle karakterlerin giymiş olduğu beyaz kıyafetler, Haneke’nin filmlerinde işlenen masumiyet kavramını ön plana çıkarmıştır.



 

 

3)      LADRI DI BICICLETTE (VITTORIO DE SICA, 1958) – UMUT (YILMAZ GÜNEY, 1970)

 

İtalyan Yeni Gerçekçilik akımının en önemli eserlerinden biri olarak sayılan Bisiklet Hırsızları filminden etkilenerek Yılmaz Güney ve Şerif Gören’in çektiği Umut filmi, oldukça başarılı bir aktarma olmuştur. At arabasının bisiklet uyarlaması olduğu varsayılarak, umut kavramı filmde çarpıcı bir şekilde izleyiciye aktarılmıştır.




 

 

4)      REBECCA (ALFRED HITCHCOCK, 1940) – KISKANÇ KADIN (OSMAN F.SEDEN, 1970)

 

Hitchcock’un kendi yöntemiyle, neredeyse sıfır aksiyonla yaklaşık iki buçuk saat boyuna izleyiciyi gerdiği, histerik bir kadın karakterle sıkışmışlık duygusunu ve iç çatışmaları oldukça başarılı anlattığı Rebecca’nın, başarılı bir uyarlaması olan Kıskanç Kadın’da; özellikle Çolpan İlhan’ın performansı göz doldurucudur. Senaryonun ne kadar dikkatli hazırlandığı, filmdeki başarılı oyunculuk performansıyla görülmektedir.

 


5)      SUNSET BOULEVARD (BILLY WILDER, 1950) – BİR İNTİHAR (METİN ERKSAN, 1973)

 

Ölümün yarattığı gizemin oldukça çarpıcı bir şekilde ele alındığı ve yüzyılın en güçlü senaryolarından biri olarak kabul edilen, aşk ve saplantı arasındaki ince bağı sanatına dokuyan Wilder’ın, 1950 yılında yapmış olduğu filmin 1973 yılında Metin Erksan tarafından bir uyarlaması yapılmıştır. Sahnelerin pek çoğu birer bir kopya niteliğinde olup, aşağıdaki etkileyici diyalogla Sunset Bulvar’ına selamını vermiştir.

k:kimden ve neden kurtulmak istiyorsun?

e: kendimden, insanlardan ve nihayet senden.

k: peki, benden başka türlü kurtulamaz mısın?

e: hayır seni bırakamam, senden kaçmak artık imkansız... sen benim hem katilim hem de yaşama kaynağımsın.

k: peki neden beni ortak ediyorsun intihar merasimine, kendin tek başına sessizce yapamaz mısın?

e:...dünyayı arkamda gürültüyle bırakmak isterim... sonra sen ölünceye kadar, seni görenler hep beni hatırlamalı. geride kalacak olan hatıramın canlı simgesi sen olmalısın.




 

6)      SOME LIKE IT HOT (BILLY WILDER, 1959) – FISTIK GİBİ (1964)

 

Bir gece kulübünde çalışarak hayatını kazanan iki komedyenin başından geçen absürt olayların ele alındığı Some Like It Hot’da, cinsiyet kavramı kara mizah olarak ele alınıp seyirciyi güldürürken düşündürmekte iken; Sadri Alışık ve İzzet Günay gibi iki usta oyuncunun başrollerini paylaştığı yerli versiyonun dönemin şartlarına göre oldukça başarılı bir uyarlama olduğu görülmektedir. Cinsiyet kavramına farklı toplumların farklı bakış açılarına sahip olduğu da, filmdeki ilginç diyaloglarla aktarılmaktadır.

 


 

7)      THE EXORCIST (WILLIAM FRIEDKIN, 1973) – ŞEYTAN (METİN ERKSAN, 1974)

 

William Peter Bletty’nin gerçek bir hikayeden alındığı iddia edilen The Exorcist, tüm zamanların en korkunç filmi olarak tarihe geçmiş ve din üzerinden ciddi tartışmalar yaratmıştır. Film çekimleri sırasında ölümlerin gerçekleşmesi üzerine, şeytan tarafından gerçekten de etki altında olduklarını düşünen set ekibi içerisinde ciddi psikolojik rahatsızlıklar da ardı ardına yayılmıştır. Bugün hala isminden sıklıkla söz edilen The Exorcist’in, oldukça başarısız ve mesaj kaygısı göz ardı edilerek çekilen Şeytan ise, adeta bir komedi filmi niteliğindedir.




 

8)      THE KID (CHARLIE CHAPLIN, 1921) – GARİP (MEDUH ÜN, 1986)

 

Charlie Chaplin’in yönettiği ve baş rolünü oynadığı The Kid, oldukça ses getirmiş ve drama – müzikal bir şekilde bir çocuk ile onu bulan ve babalığını üstlenen bir adamın hikayesini anlatmaktadır. Yerli versiyonu olan Garip’te ise, Kemal Sunal oldukça başarılı bir performans gösterip, seyirciyi hem hüzünlendirmiş hem de güldürmeyi başarmıştır.




 

9)      MOTHER INDIA (MEHBOOB KHAN, 1957) – TOPRAK ANA (MEMDUH ÜN, 1973)

 

Kurnaz bir tefeciye karşı hayatta kalmak için; canını, çocuklarını ve namusunu korumaya çalışan köylü bir kadının trajedisinin anlatıldığı Mother India’nın başarılı bir uyarlaması 1973 yılında yapılmıştır. Fatma Girik’in olağanüstü performansı, namus, açlık, annelik gibi kavramların evrensel olduğunu göstermiştir.

 



10   CITY LIGHTS (CHARLIE CHAPLIN, 1931) – EN BÜYÜK ŞABAN (KARTAL TİBET, 1983)

 

Yönetmenliğini ve başrolünü Charlie Chaplin’in üstlendiği, komedi ve dramın iç içe geçtiği City Light’s da, aşk, dostluk, dürüstlük, samimiyet, yardımlaşma gibi konular oldukça derin bir şekilde işlenmiştir. Mizah ve dram aynı anda seyirciyi tuhaf duygular hissettirirken, Kartal Tibet de, filmi başarılı bir şekilde Türk sinemasına uyarlamıştır. Diyalogların bire bir alındığı film, müzikleriyle de seyirciye tam bir melodram olarak sunulmuştur.

 

 


 

                                                                                                 BAHAR DENİZ & SEFA DEMİROCAK

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder